(Umut nedir?)
Umut veya ümit bir kimsenin kişisel yaşamındaki olay ve durumlarla ilgili olumlu sonuçlar çıkabileceği ihtimaline dair duygusal inancı olarak tanımlanabilir. Türk Dil Kurumu ise umut sözcüğünü "ummaktan doğan güven duygusu, ümit" veya "Bu duyguyu veren kimse veya şey" olarak tanımlamaktadır. Benim kişisel yorumuma gelecek olursak umut sizin hayattaki tutunduğunuz daldır. o dalda siz hedeflerinizi, ideallerinizi, sevgi bağlarınızı barındırırsınız. Yani kısacası umutsuzluk bu kavramların aşınmasından kaynaklanır diyebiliriz.
(Umutsuzluk belirtileri nelerdir?)
Bir amacı gerçekleştirmede beklenti sıfır ise duygu umutsuzluktur. Umutsuzluk psikolojisi depresyon ve intihardaki rolü çok fazladır. Bu yüzden umutsuzluğu hayatınızda barındırmamanız gereklidir. Hiçbir umudum kalmadı, tüm ümitlerimi yitirdim, önümde bir gelecek görmüyorum, bir hayat yok artık cümleleri insanın kendinden vazgeçtiğini gösteren, baş edilmesi en güç duygulardan olan umutsuzluğun işaretleridir. Şimdi ise isterseniz maddeler halinde umutsuzluğun derinlemesine bir şekilde işaretlerine/belirtilerine değinelim , sizin de hangi yönden sıkıntılı olduğunuzu bulalım :
1-Özsaygısı ve özgüveni eksik olanlar amaçlarına ulaşmada yetenekleri yerine şansa inanırlar. Bu umutsuzluk duygusunda anahtardır. Şansım yok, doğuştan şanssızım söylemlerinin altında bireyin kendine olan saygı ve güvenindeki eksiklik söz konusudur(Yalnızca bu hayatın acımasız olduğunu bilen insanlar ayakta kalabilen insanlardır ayrıca vazgeçmek sadece zavallılara yakışan bir davranıştır. ayrıca kendi şanssız ilan etmek de onun kendini tatmin etme biçimidir. imkan olsa biz de yaparızcılarla aynı kümeye aittirler.).
2-Başkalarına duyulan güvensizlik de umutsuzluk da sizin arkanızda sağlam dağ olmadığı hiç arkadaşınız olmayacağı mesajını verir. Halbuki bu böyle değildir. Bu tip insanlar , insanlara bağımlı olduğu için böyledir. Dünya çapındaki başarı kazanmış insanlara baktığınız zaman insanlara bağımlı olmadıklarını net bir şekilde görürsünüz. Şunu da not düşelim bu tip insanlar , çevresindeki insanlar onu terk ettiği için hayatının kötü gidişatını çevresine bağlar. Bu da en büyük acizliktir(Eğer hayatın kontrolü iç sesinizdeyse hiçbir zaman mutlu olamazsınız.).
3-Beklemeye gücü olmayanlar kısa vadeli hedeflere yönelirler. Beklentide süre uzayınca umutsuzluk belirir, kötümser düşünür ve kaderine razı olurlar("Sabrın sonu selamettir" ve "Kader gayrete aşıktır" sözlerini iyi kavrarsanız bu yönden sıkıntı çekmezsiniz. diğer yandan kaderine razı olup mücadele etmeyenler yalnızca korkakların ve tembellerin yapacağı iştir.).
(Umutsuzluk nasıl giderilir?)
Umutsuzluğu gidermekte üç kural var , bu üç kuralı uygulamanız sizi sadece umutsuzluktan çıkarmaz , kendinizi keşfetmenize de yardımcı olur. O zaman başlayalım:
1-Hedef belirle : Bir hedefin olduğu zaman içinde bir umut yeşertmiş olacaksın. Her canın sıkıldığında , her işini asmaya kalktığında bu hedef aklına gelecek.
2-Başarılı insanlara bak : Onların ne denli yoldan geçtiklerini görünce umutsuzluk bataklığından çıkmanın mümkün olduğunu beynine aşılayacaksın ve hedefinin imkansız olmadığını da anlayacaksın. Kısacası "Ben de yapabilirim" diyeceksin. (Dikkat! Yaptığınız bu hareket gıpta etmekten öteye geçmesin. Yani taklit etmek veya kıskanmak gibi.)
3-Mücadele et : İlk başta bu zehir etkisi oluştursa da sonraları bir şeyleri yapabildiğinizi görünce bunu istikrarlı bir şekilde uygulamaya çalışacaksınız. Bunu sürekli olarak devam ettirdiğinizde umutsuzluk hissini bırakın , adını bile unutacaksınız fakat bu yolda sabrı ve gayreti elden bırakmamanızı öneririm.
+Bu yazıyı yazarken yaklaşık 30-60 dk civarı bir zaman harcadım. Kendi deneyimlerimi çok yoğunlukla kattığım yazının düzenli olması ve daha çok bilgi barındırması açısından 2 kaynak daha kullandım fakat çoğu yeri sadeleştirilmiş, düzeltilmiş ve daha güzel form kazandırılmış halde bulunuyor. Bu yüzden kaynağa gittiğinizde bire bir aynısını bulamazsınız. Kaynakları her zamanki gibi aşağıya bırakıyorum. Yazımı okuduğunuz için teşekkürler! Kalın sağlıcakla!+
kaynaklar:
