Hüzün - PerEXP

Hüzün

Hüzün



Hüzün nedir ? Nasıl oluşur ?


(Hüzün nedir , nasıl oluşur?)

Klasik sözlüklerde çoğunlukla istenmeyen bir durumun başa gelmesinden veya geçmişteki bir kayıptan duyulan keder, üzüntü şeklinde tanımlanan hüzün, sürûr ve ferah kelimelerinin karşıtı olarak gösterilebilir. Hüzün duygusu, kişide genellikle tek başına bulunmaz ; buna kızgınlık , pişmanlık , suçluluk , özlem gibi duygular eşliğinde gerçekleşir. Hüznün fazlası da genelde depresyona yol açar , hüzün kişinin aktivitesini azalttığı için genelde depresyona sokar , kişi hayatını planlı hale getirdiği taktirde kısa sürede depresyona karşı zafer kazanabilir[ek not olsun size :)].

(Hüznün amacı nedir?)

Hüznün amacı, öznenin kendini güçsüz bulduğu veya hiçbir direkt aksiyon alamadığı durumlarda harekete geçmektir. Bir örnek, sevilen bir kişinin kaybedilmesi olabilir. Hüzün kişinin aktivite seviyesini düşürür, bu da vücudun kaynakları ekonomik hale getirmesi ve gereksiz efordan kaçınmaya çalışmasıdır(Yani beyni başka yere yönlendirmektir, aslında bir savunma mekanizması gibi vücudumuz kendini psikolojik olarak da korumasını da yapmaktadır.),(Beyin hüzünle beraber yaşanılacak olan yoğun strese karşı bir koruma kalkanı oluşturup vücudu büyük hasarlardan kurtarır.)

[Hüzün sonucu gözyaşı(Ağlamak) oluşurken vücudumuzda neler oluyor?(Herkes ağlar halde olmak zorunda değildir.)]

Tehlike işaret olarak işlenir. Duygusal işlemeyi kontrol eden, beyninizdeki otonom sinir sisteminize bağlı olan bezelye büyüklüğünde bir bez olan amigdala(duyguyu çözmeye çalışır) yoğun koşullar karşısında hipotalamusa(tepki oluşturur) sinyal gönderir. Otonom sinir sistemi, vücut ısısı, açlık, susama ve ağlama gibi herhangi bir kontrolü olmayan işlevleri üstlenir. Bu sırada kalbiniz hızla atmaya ve boğazınızda bir yumru oluşmaya başlar. Otonomik sinir sistemi sempatik sinir sistemini başlatır(vücudu gerilime hazırlar) ve savaş ya da kaç tepkilerini hızlandırır. Yaklaşan tehlikeye hazır olmak için bu sırada yeme ve içme gibi gereksiz işlevlerin yerine getirilmesinin önüne geçilmeye çalışılır. Sonuç olarak glottisin(nefes borusunun ağzı)boğazındaki ses telleri arasındaki boşluğun- şişmesine ve boğazın dolgunlaşmasına neden olur. Vücut akciğerlerinizde yanlışlıkla herhangi bir nazal sekresyon veya gözyaşı olmaması için sizi korumaya çalışır. Bütün bu duygu, hipotalamusunuza asetilkolin(uyarıcı nörotransmitter) kimyasal haberci üretmesini söyler. Asetilkolin beyninizdeki gözyaşı bezlerine sinyaller gönderen reseptörlere bağlanır. Bunlar gözlerinizin kemikli ağzının altında yaşayan küçük bezlerdir. Bu bezler yeterince uyarıldığında gözyaşı üretmeye başlar ve hazneler oldukça hızlı dolar. Gözyaşı çok yoğun olduğunda burun boşluğundan da yol bulur ve buradan da akar.

+Bu yazıyı yazarken 3 çeşit kaynaktan ve yaptığım çıkarımlardan faydalandım. Vücudumuzdaki olaylar biraz karışık tüm kelimelere teker teker açıklamak yerine o organın oradaki genel işlevini ele aldım ve böylece daha anlaşılır bir yazı oldu. okuduysanız teşekkürlerimi iletiyorum.+

kaynaklar:

1 yorum

  1. Katılıyorum ve üzgünüm beni üzenler utansın ahh yalan dünya (engin Altan düzyatan)

    YanıtlaSil